Yavru Kedilerde En Sık Görülen 13 Yavru Kedi Hastalığı
Yavru kediler, olgunlaşmamış bağışıklık sistemleri ve çevrelerindeki birçok yeni şeyle karşılaşmaları nedeniyle, diğer bebek hayvanlar gibi pek çok farklı hastalığa maruz kalabilir. Bazı durumlar doğuştan ya da kalıtsal olabilirken, birçok diğerleri ise viral, bakteriyel veya parazitik enfeksiyonlar dahil olmak üzere bulaşıcıdır. Neyse ki, aşılanmış yavru kediler, en ölümcül hastalıklardan birçoğuna karşı korunurlar.
Sokakta yaşayan anne kedi ve yavruları, belirli sağlık sorunlarına daha fazla risk altında olabilir. Bunun birçok nedeni vardır:
- Sokak kedilerinin, güvenli bir barınak eksikliği ile birlikte bakabileceklerinden daha fazla yavruya sahip olma olasılıkları yüksektir,
- Sokak kedileri, hastalığa neden olabilecek parazitlere daha yatkındır,
- Sokak kedileri çoğunlukla yetersiz beslenir ve yavrularına uygun beslenme sağlayamayabilirler.
1) Panlökopeni (Kedi Vebası)
yoppy / Flickr / CC BY 2.0
Panlökopeni, yaygın olarak Panlök olarak bilinir ve oldukça bulaşıcı bir parvovirüstür. Aşılanmamış kedilerin yoğun olduğu alanlarda hızla yayılabilir ve oldukça tehlikeli olabilir. Bu virüs, kemik iliği hücrelerini ve bağırsak duvarındaki hücreleri hedef alır. Bu durum, şiddetli kusma, ishal, dehidrasyon ve kan zehirlenmesi (sepsis) gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Panlökopeni, kedilerin vücut salgıları yoluyla bulaşır ve çevrede uzun süre canlı kalabilir. Bu hastalığın tedavisi çoğu zaman yoğun bakım ve hastanede tedavi gerektirir, ancak ne yazık ki birçok kedi bu hastalıktan kurtulamaz. Panlökopeniye karşı en iyi yaklaşım önlemdir ve şanslıyız ki, bu hastalığa karşı aşı oldukça güvenli ve etkilidir.
2) Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları
Sigrid Gombert / Getty Images
Virüs kaynaklı üst solunum yolu enfeksiyonları arasında Rhinotracheitis (Kedi Herpes Virüsü) ve Kedi Calicivirus bulunur. Her iki virüs için de temel aşılar mevcuttur. Bu virüsler, hapşırık, burun akıntısı ve konjonktivit (halk arasında bilinen adıyla pembe göz) gibi belirtilere neden olabilir.
Bu virüsler oldukça bulaşıcıdır ve çoğu kedi yaşamlarının bir noktasında bu virüslere maruz kalacaktır. Daha önceden aşılanmış kediler, daha sonraki yaşam dönemlerinde bu virüslere maruz kaldıklarında, genellikle daha hafif semptomlar gösterirler.
Bazı üst solunum yolu enfeksiyonları ayrıca bakteriler tarafından da kaynaklanabilir; en sık rastlanan etkenler Bordetella, Mycoplasma ve Chlamydia türleridir. Bakteriyel enfeksiyon geçiren kedilerin burun akıntıları, irin ve mukusun karışımından dolayı genellikle daha yoğun ve süt rengindedir.
Bu kedilerin antibiyotik tedavisi görmesi gerekebilir. Kedilerde görülen Chlamydia enfeksiyonu, insanlarda cinsel yolla bulaşan Chlamydia ile aynı değildir, ancak nadiren insanlarda konjonktivite neden olabilir.
Solunum enfeksiyonu belirtileri gösteren birçok kedi, tıbbi müdahale gerektirmeden iyileşebilir. Ancak, yemeği bırakırlar, nefes almada zorluk çekerler veya konjonktivit belirtileri gösterirlerse (gözlerini kısarak, gözlerini sürekli kapalı tutarak veya gözlerini ovuşturarak), bir veteriner tarafından muayene edilmeleri önerilir.
3) Solgun Yavru Kedi Sendromu
harpazo_hope / Getty Images
Yeni doğan yavru kedilerin çeşitli sebeplerle yaşamını yitirmesini tanımlayan bir terimdir. Anne kediler ve yavruları ile ilgilenenler veya biberonla beslenmesi gereken yetim yavrulara bakım yapanlar, bu sendromla muhtemelen tanışıktırlar.
Sendrom, doğumdan hemen sonra ya da yavrular sütten kesilene kadar herhangi bir zamanda ortaya çıkabilir. Belirli bir nedeni yoktur, ancak enfeksiyonlar, doğuştan gelen anormallikler, aşırı sıcak veya soğuk ortamlara maruz kalma ve yetersiz beslenme gibi pek çok faktör rol oynayabilir. Çoğu durumda, yavru hızla kötüleşebilir ve herhangi bir tanı konulmadan önce ölebilir.
4) Kedi İmmün Yetmezlik Virüsü
solgun yavru kedi hastalığı
Genellikle ısırık yaraları (tükürükten kana) yoluyla, gebelik sırasında (rahim içi) ya da emziren annelerden yavrularına bulaşabilir. Bu retrovirüs, bağışıklık sistemine saldırır.
FIV taşıyan kediler, zayıflamış bağışıklık sistemleri nedeniyle ikincil enfeksiyonlara daha açıktır. Birçok FIV’li kedi, yıllarca normal bir yaşam sürdükten sonra hastalanabilir ve yapılan çalışmalar, FIV’in ömürlerini kısaltmadığını göstermiştir.
İmmün yetmezi kediler, ayrıca belirli diş sağlığı problemlerine daha yatkın olabilirler ve bu durum için veteriner tarafından düzenli takip edilmeleri gerekmektedir. FIV için, her kedi için uygun olmayan ancak yüksek FIV bulaşma riski olan, özellikle dışarıda yaşayan veya FIV pozitif kedilerle bir arada yaşayan kediler için faydalı olabilecek bir aşı bulunmaktadır.
5) Kedi Lösemi Virüsü
Nevena Uzurov / Getty Images
Son derece bulaşıcı bir retrovirüstür ve ortak kullanılan mama kapları veya kum kutuları, birbirlerini yalayarak temizleme, ayrıca anneden rahim içi veya emzirme yoluyla bulaşabilir. Kedi lösemi virüsü bağışıklık sistemini baskılar ve genellikle ölümcül olan bir dizi sağlık sorununa yol açar.
Bazı kedilerde virüs aktif olarak çoğalmaz ve bu, bazı testlerin negatif çıkmasına neden olur. Bu kedilerde, FeLV ile ilişkili hastalıklar geliştirme riski daha düşüktür, ancak virüs tekrar aktif hale gelebilir. FeLV enfeksiyonunu önlemek için kullanılabilecek bir aşı mevcuttur ve bu aşı, FeLV’ye yakalanma riski yüksek olan dışarıda yaşayan kediler için uygun olabilir.
6) Sağırlık
Getty Images
Bazı yavru kediler, doğuştan sağırlık olarak bilinen bir durumla doğar. Bu durum tedavi edilemez olsa da, bir kedinin yaşam kalitesini kısıtlamaz. Ancak, sahipleri sağır kedilerin genellikle daha yüksek sesle miyavladığını veya diğer kedilerle daha agresif şekilde oynadığını fark edebilirler. Mavi göze sahip beyaz kediler, sağırlık açısından daha yüksek risk altındadır.
Sağır kedilerin özel bir bakıma ihtiyacı yoktur, ancak sahiplerinin, kedilerin yaklaşan birini duyamayacakları için ani hareketlerle uyanabileceklerini bilmesi önemlidir, bu yüzden onları nazikçe uyandırmak gerekir. Dışarı çıkarılmamaları önemlidir, çünkü yaklaşan tehlikeleri işitme yetileri olmadığı için algılayamazlar.
7) Kedi Bulaşıcı Peritoniti
aymen_bet / Flickr / CC BY 2.0
FIP, çok yaygın bir kedigiller enfeksiyonu olan Kedi Coronavirus’unun mutasyona uğramış bir formudur. Kedi Coronavirusu kediler arasında çok yaygındır ve çoğu kedi bu virüsün çok hafif belirtilerini gösterir; bu belirtiler genellikle kendiliğinden geçer.
Ancak, nadir durumlarda, bu aynı Coronavirus FIP’ye dönüşebilir ve bu durum genellikle ölümcüldür. Birçok kedisi olan evlerde yaşayan kediler ve bazı safkan kediler, özellikle Ragdoll, Abyssinian, Rex, Himalayan ve Bengal gibi türler, FIP geliştirme riski daha yüksektir. Belirtiler çeşitlidir, çünkü FIP’in birden fazla formu vardır; ancak sık sık sahipler, yavru kedilerde iştahsızlık, az yemek yeme veya kilo kaybı gibi belirtileri fark eder.
8) Kalça Displazisi
Martina Cattadori / EyeEm / Getty Images
Kalça displazisi, genellikle genetik bir rahatsızlık olarak kabul edilir, ancak her zaman hemen ortaya çıkmayabilir.
Kedilerde köpeklere göre daha nadir görülür ve birçok durumda cerrahi müdahale ile düzeltilebilen bir deformitedir.
Kalça displazisi olan birçok kedi bu hastalığın belirtilerini göstermez ve bu durumlarda herhangi bir tıbbi müdahale gerekli olmayabilir.
9) Kedi Serebellar Hipoplazisi
web fotoğrafçısı / Getty Images
Annenin rahminde gelişim sırasında meydana gelen bir nörolojik doğum kusurundan kaynaklanır. Bu durumun yaygın bir nedeni, hamilelik sırasında anne kedinin Panlökopeni (kedi vebası) virüsü ile enfekte olmasıdır, ancak başka etkenler de FCH’ye neden olabilir.
CH’li yavrular genellikle gelişmemiş bir beyincikle ilişkili belirtiler gösterirler; bunlar arasında kötü denge, titreme ve sarsak yürüyüş bulunur. Bu durumun bir tedavisi yoktur, ancak bu yavrular durumlarına oldukça iyi uyum sağlayabilir ve kaliteli bir yaşam sürdürebilirler.
Panlökopeni yayılmasını önlemek için kedilerin aşılarının güncel tutulması en iyi önlemdir. Hamile kedilere canlı modifiye edilmiş aşı yapılmamalıdır, çünkü bu yavrularda FCH’ye neden olabilir.
10) Hipertrofik Kardiyomiyopati
FatCamera / Getty Images
Kalp kasının sol ventrikülünün kalınlaşmasıyla karakterize bir hastalıktır. Bazı kedi ırkları, özellikle Maine Coon, Ragdoll ve Sfenks, HKM’ye diğerlerinden daha yatkındır. Sıklıkla genetik bir eğilim olsa da, bu durum genellikle kediler 5 yaşından büyük olana kadar etkilemez. Diğer kedilerde, bu durum yüksek tansiyon veya hipertiroidizm gibi diğer tıbbi sorunlardan ikincil olarak ortaya çıkabilir.
Düzenli veteriner kontrolü, bu ön koşullardan bazılarını tespit etmek için önemlidir ve veterineriniz, bir veteriner kardiyologa sevk edilmenizin uygun olup olmadığına karar vermenize yardımcı olabilir.
11) Polikistik Böbrek Hastalığı
Benjamin Torode / Getty Images
PKD, özellikle Pers kedileri ve ilgili ırklarda sık görülen, böbrekleri etkileyen ilerleyici genetik bir hastalıktır.
Genellikle hayatın ilerleyen dönemlerinde teşhis edilir. Bilinçli üreticiler, böbrek hastalığı genini soy hatlarından uzak tutmak için üreme dişilerini test etmektedir.
Düzenli veteriner kontrolleri sayesinde kedinizin böbrek rahatsızlığını erken teşhis edebilir ve tedavi sürecini olumlu yönde etkileyebilirsiniz.
12) Pire Kaynaklı Hastalıklar
Chris van Dolleweerd / Getty Images
Birçok parazit, yavrular için tehlikeli hastalıkların taşıyıcısıdır. Sıradan pireler, keneler ve sivrisinekler, bir dizi hastalığı bulaştırabilir:
Hemotropik Mikoplazmoz
Hemotropik Mikoplazmoz, eskiden Hemobartonella olarak bilinen ve alyuvarlara bulaşan bir parazittir; anemiye neden olabilir. Özellikle yavrular için potansiyel olarak ölümcül olan bu durumda, enfekte kediler tedavi kısmı olarak kan transfüzyonlarına ihtiyaç duyabilir. Tam bulaşma yolları iyi anlaşılmamış olmakla birlikte, pireler ve sivrisinekler aracılığıyla, annelerden yavrulara ve ısırık yaraları yoluyla bulaşabileceği düşünülmektedir.
Anemi
Eğer yavru kedi, pirelerden Hemotropik Mikoplazmoz kapmazsa bile, yeterince büyük bir pire istilası, uzun bir süre boyunca yavru kedinin kanını emerek ciddi bir anemiye neden olabilir. Bu durum, pire istilasının agresif tedavisine ek olarak kan transfüzyonu gerektirebilir.
13) Tenyalar
Subman / Getty Images
Veterinerler, pirelerin tenya larvalarını taşıyabileceği için genellikle pire bulaşmış yavru kedilere tenya tedavisi uygularlar. Bir yavru kedi bir pire yuttuğunda (genellikle ısırıldıklarında ve kaşındıklarında pireleri yiyerek tepki verirler), tenya larvaları yavru kedinin bağırsaklarına girebilir.
Randevu sırasında yavru kedinin dışkı örneğini getirmeniz istenebilir, çünkü yavrular diğer parazitlere, örneğin yuvarlak kurtlara da duyarlıdırlar ve tüm bunlar bir dışkı örneği ile tespit edilebilir. Tedavi genellikle basittir ve pireleri ortadan kaldırmanın yanı sıra bir parazit ilacı kullanımını içerir.
İlginizi Çekebilir: Kedi Pazariter Ürünleri
Yavru kedilerin en yaygın hastalıkları nelerdir?
Yavru kedilerin en yaygın hastalıkları arasında üst solunum yolu enfeksiyonları, bağırsak enfeksiyonları, parazit enfeksiyonları ve soğuk algınlığı bulunabilir.
Yavru kediler hangi aşıları almalıdır?
Yavru kedilere genellikle temel aşılar (kuduz, kedi panleukopeni, kedi viral rinit ve kalkara karşı aşılar) ve parazit koruma aşıları verilmelidir.
Yavru kedilerde ishal nasıl tedavi edilir?
Yavru kedilerde ishal tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir. Veterinerin önerdiği ilaçlar veya diyet değişiklikleri kullanılabilir.
Yavru kedilerin karın ağrısı belirtileri nelerdir?
Yavru kedilerde karın ağrısı belirtileri arasında huzursuzluk, miyavlamak, şişkinlik ve kusma bulunabilir.
Yavru kedilerin parazit enfeksiyonları nasıl tedavi edilir?
Yavru kedilerde parazit enfeksiyonları, veterinere danışılarak uygun antiparaziter ilaçlarla tedavi edilir.
Yavru kedilerde nasıl bağışıklık sistemi güçlendirilir?
Yavru kedilerin bağışıklık sistemi güçlendirilmesi için dengeli bir beslenme, düzenli veteriner kontrolü, aşılar ve temiz bir yaşam alanı önemlidir.
Yavru kedilerin soğuk algınlığı belirtileri nelerdir?
Yavru kedilerde soğuk algınlığı belirtileri arasında hapşırma, öksürme, burun akıntısı, göz akıntısı ve iştah kaybı bulunabilir.
Yavru kedilerin kuduz aşısı ne zaman yapılmalıdır?
Kuduz aşısı genellikle yavru kedilere 12 haftalıkken veya daha büyükken yapılır. Yavru kediye bağışıklık kazandırmak için birkaç doz gerekebilir.
Yavru kedilerin solunum yolu enfeksiyonları nasıl tedavi edilir?
Yavru kedilerde solunum yolu enfeksiyonları veteriner tarafından değerlendirilir ve uygun tedaviye başlanır. İlaçlar ve destekleyici bakım bu hastalıkların tedavisinde kullanılır.
Yavru kedilerin sıkça karşılaştığı sağlık sorunları nelerdir?
Yavru kediler sıkça üst solunum yolu enfeksiyonları, bağırsak sorunları, kulak enfeksiyonları, parazit enfeksiyonları ve yaralanmalar gibi sağlık sorunlarıyla karşılaşabilirler. Veteriner sağlık kontrolü bu sorunların erken teşhisinde önemlidir.